REKLAMLAR
Hücrenin kimyasal yönleri hakkında her şey
Canlı maddenin fiziksel ve kimyasal olaylarını yöneten yasalar, cansız maddeninkilerle aynıdır. Ancak yaşamsal olaylar, hücre adı verilen birimler halinde yüksek düzeyde organize olmuş maddelerden kaynaklanır.
Hücrenin yapısını korumak ve işlevlerini yerine getirmek için suya, mineral tuzlara, karbonhidratlara, lipitlere, proteinlere, nükleik asitlere ve adenozin trifosfata ihtiyacı vardır.
REKLAMLAR
su
Su, hücresel hacmin yaklaşık 70%'sini temsil eder. Çok sayıda madde için bir çözücüdür, maddelerin hem hücre içi hem de hücreler arası taşınmasına hizmet eder ve birçok kimyasal reaksiyona katılır. Bu nedenle tüm hücrelerin su içeriğini sabit tutacak bir mekanizma vardır.
Su miktarı organizmanın türüne, yaşına ve organ veya dokuların metabolik aktivitesine bağlı olarak değişir: genç organizmalarda ve en aktif doku ve organlarda daha fazladır.
Proteinler
REKLAMLAR
Proteinler canlıların temel maddeleridir. Tüm hücrelerin membranöz, tübüler, filamentli ve granüler yapılarında yer alırlar. Bunlar kemiklerin (osseyrla), kasların (aktin, miyozin, miyoglobin), kanın (albümin, globulin, protrombin, fibrinojen), cildin (keratin), tendonların, sinirlerin, hormonların, antikorların ve proteinlerin bileşenleridir.
Proteinlerin –NH radikali baz, -COOH radikali asit görevi görür. Bu radikallerin sayısının eşitliğine veya birinin diğerine üstünlüğüne bağlı olarak proteinler nötr, bazik veya asidik olabilir. Bu nedenle bulundukları çözeltilerin pH'ı önemlidir.
Protein açısından zengin besinler arasında süt ve türevleri (peynir, süzme peynir, yoğurt, pıhtılaşmış peynir), et, yumurta, . baklagiller (fasulye, yeşil fasulye, soya fasulyesi, bezelye, mercimek, acı bakla, yer fıstığı, nohut vb.).
Bitki hücreleri, ihtiyacımız olan proteinleri oluşturan 20 çeşit amino asidi sentezlerken, hayvanlar bunların yalnızca bir kısmını sentezleyebilir. Bu nedenle ihtiyacımız olan tüm amino asitleri alabilmemiz için çeşitli bir beslenmeye sahip olmamız tavsiye edilir.
Mineral tuzlar
Mineral tuzlar ayrışmamış formda bulunabilir ve iyonlara ayrışabilir. İlk durumda birçok kara hayvanının iskeletini, kabuklarını, kabuklarını ve yumurta kabuklarını oluştururlar. Ayrışmış formda mineral tuzları çok sayıda hücre aktivitesine katılır.
Örnekler:
Demir iyonları (Fe” ve Fe”') solunum zinciri reaksiyonlarında (elektron taşınması) ve kan hemoglobinin bileşiminde önemlidir; eksikliği anemiye neden olur.
İyodür iyonları (I) tiroid bezi hormonlarının oluşumuna katılır. Bu nedenle sofra tuzu paketlerinde;
Sodyum klorürün (NaCl) yanı sıra; ayrıca sodyum iyodür (NaI) de bulunmalıdır.
Hücre içi ortamlarda asit-baz dengesinin korunmasında karbonat (C0) ve bikarbonat (HC0) iyonları önemlidir.
Nükleik asitler
Asitler, enzimlerin sentezini yönlendiren ve dolayısıyla hücrenin kimyasal aktivitelerini kontrol eden bir grup maddeyi oluşturur.
İki tür nükleik asit vardır: deoksiribonükleik asit (DNA) ve ribonükleik asit (RNA). Her ikisi de üç bileşenden oluşan makromoleküllerdir: şeker – deoksiriboz (DNA) ve riboz (RNA): purik ve pirimidin azotlu organik bazlar: fosforik asit.
- Purik bazlar: adenin (A) ve guanin (G)
- Pirimidin bazları: timin (T), sitozin © ve urasil (U)
Bir baz, bir şeker ve bir fosforik asit birleşerek nükleik asitlerin birimi olan bir nükleotid oluşturur. Beş azotlu baz olduğundan beş farklı nükleotid oluşur.
DNA, bir polinükleotidi oluşturan uzun zincirler veya diziler halinde düzenlenmiş dört farklı nükleotidden adenin nükleotidi, temine nükleotidi, guanin nükleotidi ve sitozin nükleotidinden oluşur.
DNA çekirdekte, mitokondride ve kloroplastlarda bulunur. Çekirdekte proteinlere bağlı kromozomlarda bulunur. RNA hem çekirdekte hem de sitoplazmada bulunur. DNA temel olarak özelliklerin kalıtsal aktarımıyla, RNA ise hücresel aktivitenin kontrolüyle ilgilidir.
Lipitler
Lipitler, ester ağırlıklı organik maddelerin karışımlarıdır. Lipidler aşağıdaki fiziksel özelliklere sahiptir:
- Suda çözünmezler ve organik çözücülerde (benzen, kloroform, eter, alkol) çözünürler;
- Dokunulduğunda dokunaklı değiller;
- Kağıt üzerinde yarı saydam bir leke bırakırlar.
Biyolojik açıdan bakıldığında lipitler önemli maddelerdir çünkü proteinlerle birlikte hücrelerin canlı zarlarını (plazma zarı, nükleer zar) ve birçok hücresel organın duvarlarını (endoplazmik retikulum, mitokondri, Golgi kompleksi vb.) oluştururlar. Enerji tedarikçileridirler ve bir enerji rezervi oluşturmak için birikebilirler ve (yağ dokusunda) bir ısı yalıtkanı olarak işlev görebilirler.