Kolorektal kanser olarak da adlandırılan kolon kanseri, kalın bağırsakta (kolon) veya rektumda (kolonun sonu) başlayan kanserdir.
Kolon, lenfoma, karsinoid tümörler, melanom ve sarkomlar gibi diğer kanser türlerinden etkilenebilir. Bunlar nadirdir. Burada kolon kanserinden bahsedeceğiz.
Amerikan Kanser Derneği, kolon kanserinin Amerika Birleşik Devletleri'nde kansere bağlı ölümlerin önde gelen nedenlerinden biri olduğunu belirtmektedir. Erken teşhis edilirse tam iyileşme sağlanabileceği konusunda uyarıyor.
Kolon kanseri kolon ve rektumun astarındaki bezlerde başlar.
Kolon kanserinin tek bir nedeni yoktur ve neredeyse hepsi kanserli olmayan (iyi huylu) polipler olarak başlar ve yavaş yavaş kansere dönüşür.
Risk grupları
Dikkate alınan risk grubu şu kişilerde meydana gelir: 60 yaş üstü kişiler; Afro kökenli veya Doğu Avrupa kökenli; çok fazla kırmızı veya işlenmiş et içeren bir diyet uygulayan kişiler; vücudun başka yerlerinde kanser bulunan kişiler; kolorektal polipleriniz varsa; inflamatuar bağırsak hastalığınız (Crohn hastalığı veya ülseratif kolit) varsa; Ailesinde kolon kanseri öyküsü olan kişilerde, kişisel meme kanseri geçmişi de vardır. Bazı genetik sendromlar kolon kanserine yakalanma riskini artırabilir. En yaygın olanlardan ikisi şunlardır: Ailesel adenomatöz polipozis (FAP) ve Lynch sendromu olarak da bilinen Kalıtsal polipozis dışı kolorektal kanser (HNPCC). Karın yağı aynı zamanda kolon kanseri riskinizi de artırabilir.
Sebze ve esmer pirinç gibi sağlıklı beslenme alışkanlıkları kolon kanserine karşı koruma sağlar. Yağ oranı yüksek, lif oranı düşük ve kırmızı et içeren bir beslenme bu tür kanserin gelişimini etkileyebilir. Son çalışmalar henüz bu bağlantının açık olup olmadığı sonucuna varmadı ancak etkilere işaret ediyor. Sigara içmek ve alkol almak kolorektal kanser için diğer risk faktörleridir.
Hangi sınavlar yapılıyor
Doktor fizik muayene yapar ve karın bölgesine baskı yapar. Bu muayenede nadiren herhangi bir sorun ortaya çıkar ancak doktor karında bir şişlik (kitle) hissedebilir.
Rektal muayene yapıldığında rektum kanserli hastalarda kitle ortaya çıkabilir ancak kolon kanserini ortaya çıkarmaz.
Dışkıda gizli kan testi, dışkıda kolon kanserine işaret edebilecek az miktarda kanı tespit etme kapasitesine sahiptir. Ancak kolon kanserli hastalarda bu test sıklıkla negatif çıkar.
Bu nedenle kolonoskopi veya sigmoidoskopi ile birlikte dışkıda gizli kan testi de yapılmalıdır. Dışkıda gizli kan testinin pozitif çıkması aynı zamanda hastanın kanser olduğu anlamına da gelebilir.
Kolorektal kanseri tanımlamak ve muhtemelen teşhis etmek için kullanılan görüntüleme testleri şunları içerir: Kolonoskopi ve Sigmoidoskopi. Yalnızca kolonoskopi kolonun tamamını görebilir ve bu, kanserin tanımlanmasında en iyi test olarak kabul edilir.
Yapılabilecek kan testleri şunları içerir: Anemi ve karaciğer fonksiyon testlerini kontrol etmek için tam kan sayımı. Karsinoembriyonik antijen (CEA) ve CA 19-9 dahil tümör belirteçlerini tespit etmeye yönelik kan testleri, doktorun tedavi sırasında ve sonrasında hastayı izlemesine yardımcı olur.
Doktorun kolorektal kanser varlığına dair bilgisi varsa daha fazla test isteyecek ve bunlar kanserin yayılımını kontrol etmek için yapılacaktır. Buna evreleme denir. Karın, pelvik bölge, göğüs veya beynin BT veya MRI taramaları kanseri evrelemek için kullanılabilir. Bazen pozitron emisyon tomografisi (PET) taramaları da kullanılır.
Kolon kanseri için bazı aşamalar sunulmuştur:
– Aşama 0: Bağırsakların en iç tabakasında çok erken kanser;
– Aşama I: Kolonun iç katmanlarında kanser;
– Aşama II: Kolonun kas duvarına yayılmış kanser;
– Aşama III: Lenf düğümlerine yayılmış kanser;
– Evre IV: Diğer organlara yayılmış kanser.
Belirtiler
Kolon Kanserinin Bazı Belirtileri: Çoğu vakada hiçbir belirti görülmez. Ancak aşağıdaki belirtiler kolon kanserine işaret edebilir: karın ağrısı ve alt karın bölgesinde hassasiyet, dışkıda kan, ishal, kabızlık veya bağırsak alışkanlıklarında diğer değişiklikler, dar dışkı, bilinmeyen bir nedenden dolayı kilo kaybı.
Katran siyahı dışkı, bağırsak hareketi sırasında kan ve bağırsak alışkanlıklarında değişiklik tespit ederseniz tıbbi yardım isteyin.